TÜRK GÖNÜL COĞRAFYASI KAVRAMINA ANTROPOLOJİK BAKIŞ
DOI:
https://doi.org/10.15659/3.sektor-sosyal-ekonomi.19.05.1137Anahtar Kelimeler:
Gönül Coğrafyası- Kültür- Gönül Bağı- Antropoloji- Tarih- Dünya Düzeni- Ortak Geçmiş.Özet
Bilinen tarih sürecinde Türklerin Orta Asya’dan başlayarak; Çin’e, Hindistan’a, Rusya ve Avrupa içlerine uzanan coğrafyaya yayıldıkları, Osmanlı İmparatorluğu döneminde ise bunu Afrika içlerine kadar genişlettikleri göz önüne alındığında, Türk Gönül Coğrafyasının sınırları kendiliğinden ortaya çıkar. Bugün dünyada yaşayan 380 milyon Türk nüfusuna ilaveten 1 milyar 800 milyon Müslüman ve bunun dışında Türk olmayan, ancak Türklerle gönül bağı kurmuş, millet ve topluluklar da değerlendirildiğinde tanımlanması gereken sınırlar daha da genişler. Ortak bir geçmişe sahip bu coğrafi alan birliktelik ihtiyacını her zaman hissetmiştir.
Bu coğrafi anlayışın bugünkü uluslararası ilişkiler kavramlarıyla tanımlanması mümkün değildir. Birçok dilde tam karşılığı olmayan “Gönül Bağı” kavramı, tam da Türkler ve onların coğrafyasında yaşayanlar arasındaki bağları anlatmak için oluşturulmuş gibidir.
Türkler Asya’nın derinliklerinden gelen binlerce yıllık birikimleriyle, bir köprü görevi üslenmişler ve gittikleri yerlerde kültürleri kaynaştırmayı ve sentezlemeyi başarmışlardır. Bunun temelinde hoşgörü vardır, insanlık vardır ve her şeyden önce adalet vardır. İşte bu nedenledir ki, Türk Kurtuluş Savaşının en zor günlerinde bu gönül coğrafyası ayağa kalkmış ve topladığı yardımlarla destek olma yanında manevi olarak da Türkleri desteklemiştir.
Günümüzde Türklerin çekildiği bölgedeki güç boşluğu hala doldurulamamıştır. Dünyada düzenin bozulması Türklerin yaşadığı coğrafyadaki bütünlüğünün bozulduğu dönemde başlamıştır ve Türk Jeopolitik alanında kültürel gönül bağının yeniden kurulmasına ihtiyaç olduğu ortadadır.
Bu bölgelerde, günümüz uluslararası sisteminin bölge halkını geri bırakan, adaletten uzak mutluluk getirmeyen acılı projelerine karşılık; Eşit, adaletli, karşılıklı yardımlaşma, beraber kalkınma, kültürleşme ve bölge halkının ve komşularının huzur ve refahını esas alan bir yaklaşımla ortak projelerin oluşturulması durumunda barışın yeniden sağlanmasının ve bütün bölgeyi mutlu edecek sistemlerin oluşturulmasının mümkün olduğu düşünülmektedir.
Bu makalede tarihi gelişimi içerisinde Türk Gönül Coğrafyasının oluşumuna dair bilgiler incelenerek, bu coğrafyada geleceğe yönelik barışçıl kültürel ve ekonomik birliktelik projeleri oluşturmasına yönelik görüşler ortaya konulmaya çalışılacaktır.